11 Mart 2010 Perşembe

KIRKINCI ODA

Ne kadariniz gercek sizin,
kirk odali satonuzun kirkinci odasindaki

kilitler altinda sakladiginiz gercek

duygularinizla,

gercek dusuncelerinizin ne kadari yansiyor

hayatiniza,

soylenmeyen neler var kuytularda,

hani kendinizden bile sakladiginiz,

bir sinir kriziyle ya da buyuk bir aciyla

yahut da muhtesem bir sevincle kabugunu catlatipda

ortalara dokulecek neler biriktiriyorsunuz

icinizde...???

Ne kadariniz kendi sahtekarliginizin esiri?

Sevip de soyleyemediginiz,

ozleyip de aciklayamadiginiz

ya da sevmeyip de sevginizin eksikligini icinize

gomdugunuz oluyor mu,

korkakliklar var mi,

kalleslikler var mi,

yoksa diplerde saklanan cesaretiniz bir isaret mi

bekliyor...???



Gorundugunuz insan misiniz siz,

yoksa bir define arayicisi hazineler mi bulur

icinizde

ya da yikilmis bir kentin harabelerini mi

tasiyorsunuz?

Derununuzda neler sakliyorsunuz?

Ne kadariniz gercek sizin?



Ulkenizle ilgili dusuncelerinizi soyluyor musunuz,

yoksa basinizi belaya sokmayacak kadar akillimisiniz,

gercek dusuncelerinizi basbasa konusmalara mi

sakliyorsunuz,

acikca konusanlari biraz aptal buluyor musunuz?



Gunahlardan yapilmis hayaller var mi icinizde,

gunahtan korktugunuzdan bunlari saklayip

Tanri'yi mi kandirmaya ugrasiyorsunuz?

Gunahlari sevmiyor musunuz, seviyor musunuz

yoksa...???



Uzun bir yolculuga cikar gibi

duygularinizla dusuncelerinizi denklere

sarip da iclerinizde bir yerlere mi

yerlestirdiniz,

bir gun yolculuk bitince acmayi mi dusunuyorsunuz

aslinda yolculugun hic bitmeyecegini ve

denklerinizi

hic acmayacaginizi bilerek...

Birgun cildirsaniz da

butun duygularinizla dusuncelerinizi acikca

soyleseniz,

neler duyacagiz sizlerden,

gizli palyacolar mi cikacak ortaya,

yoksa korkakligin altinda,

bir istiridyenin icinde buyuyen inciler gibi

buyumus yigitlikler mi?



Kizginliklariniz yok mu sizin,

ofkeleriniz, isyanlariniz?

Asklariniz yok mu?

Kendi sahtekarliginiza ne kadar esirsiniz?

Esaretten kurtulsaniz da gercekler dokulse ortaya,

kendinize sasar misiniz,

hic dusundugunuz oluyor mu kirkinci odada neler

var diye, hangi unutulmaya calisilmis sevgililer,

dile getirilmeyen ozlemler,

soylenmeye soylenmeye birikmis ofkeler,

hangi bosvermislikler,

hangi inkar edilmis arzular yatiyor diplerde?



Ne kadariniz gercek sizin?



Kimselerden korkmadiginiz kadar korkuyor musunuz

kendinizden?

Sehrin isiklarinin bulutlara yansidigi

turuncu piriltili kulrengi bir gecede,

simseklerle bosanan yagmur basladiginda

satonuzun odalarinda bir gezintiye cikiyormusunuz,

agir agir yaklasip o kirkinci odaya aciyor musunuz

kapiyi usulca, gordukleriniz aglatiyor mu sizi,

bu kadar gercegi o odada saklayip,

hayati yalandan yasadiginizi farketmek nasil bir

sarsinti yaratiyor?

yoksa, ne gokyuzune vuran isiklar, ne yagmur, ne de

issiz gece,

sizin kirkinci odaya yaklasmanizi saglayamiyor mu,

korkuyor musunuz kendi gerceklerinizden,

kirkinci odaniz size de mi kapali,

kendi kendinize bile mahrem misiniz?



Ne kadariniz gercek sizin?

Ne kadariniz kendi sahtekarligina esir?

Biktiginiz olmuyor mu kendi yalanlarinizdan,

hic kendinizden sikildiginiz olmuyor mu,

kendinizi bir yerlerde terkedip de gitmek

istemiyor musunuz,

butun yalanlarinizdan uzak bir yere?



Soyle rahatca butun duygularinizi,

butun dusuncelerinizi soyleyebileceginiz bir diyara,

kendinizi bile yaniniza almadan.



Ah aslinda ben onu seviyordum diye aglayacaginiz

kimleri sakliyorsunuz koynunuzda,

yuksek sesle elestirip de

icinizden hak verdiginiz hangi dusunceler var,

kendinizi akilli bulurken aslinda gizlice kendi

korkakliginizdan utandiginizin itirafini nerelerde

gizliyorsunuz?



Ne kadariniz gercek sizin?

Ne kadariniz kendi sahtekarligina esir?



Bunu hic dusundugunuz oluyor mu

yoksa bunu dusunmek bile yasak mi size?

Neler var kirkinci odada?

Otuzdokuz odadan yapilmis hayatinizi,

kirkinci odanin kapisini acmamak icin yalandan mi

yasiyorsunuz?

Niye yapiyorsunuz bunu?

Açsaniza kirkinci odayi yagmurlu bir gecede

belki...

Belki de hiç açmazsiniz,

kapali bir odayla yasarsiniz butun ömrünüzü,

kendinizden sikilarak...

.



Ahmet Altan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder