23 Aralık 2009 Çarşamba

Anılar Düştü Peşime



Anılar düştü peşime
uyumaz oldum...

Düşlerim vardı yamacına
Varamaz oldum
Rüzgarla yarışırken koşamaz oldum
Düze çıkmaz yollarım inemez oldım
Geçmiş günler düğüm düğüm
Çözemez oldum güzelim
Sevda yüklü bulutlardan geçemez oldum güzelim

19 Aralık 2009 Cumartesi

Hoş Geldin.......



hic ummazdim
oldu

sonbaharda
hediye gibi geldin
hos geldin
seyirlik degil, omurluk olsun
dilerim bu defa bu son olsun
seyirlik degil, omurluk olsun
bir yastikta nasip olsun
gel, koynuma gel
boynuma gel

aksam gozlu esmer


safa geldin
son ihtimalim
bir sana kalmis halim
hos geldin


seyirlik degil, omurluk olsun
dilerim bu defa bu son olsun
seyirlik degil, omurluk olsun
bir yastikta nasip olsun


gel, koynuma gel
boynuma gel
aksam gozlu esmer

Kaçımız var diyebilirim,,böyle Dostluklarım...



Saate bakmaksızın .Diğerleriıızın kapısını çalabileceği bir dostu olmalı insanın... "Nereden çıktın bu vakitte" dememeli, bir gece yarısı telaşla yataktan fırladığında; "Gözünün dilini" bilmeli; dinlemeli sormadan, söylemeden anlamalı... Arka bahçede varlığını sezdirmeden, mütemadiyen dikilen vefalı bir ağaç gibi köklenmeli hayatında; sen, her daim onun orada durduğunu hissetmelisin. ihtiyaç duyduğunda gidip müşfik gövdesine yaslanabilmeli, kovuklarına saklanabilmelisin. Kucaklamalı seni güvenli kolları, ...dalları bitkin başına omuz, yaprakları kanayan ruhuna merhem olmalı... En mahrem sırlarını verebilmeli, en derin yaralarını açıp gösterebilmelisin; gölgesinde serinlemelisin sorgusuz sualsiz... Onca dalkavuk arasında bir tek o, sözünü eğip bükmeden söylemeli, yanlış anlaşılmayacağını bilmeli. Alkışlandığında değil sadece, asıl yuhalandığında yanında durup koluna girebilmeli. Övmeli alem içinde, baş başayken sövmeli ve sen öyle güvenmelisin ki ona, övdüğünde de sövdüğünde de bunun iyilikten olduğunu bilmelisin, "hak ettim" diyebilmelisin. Teklifsiz kefili olmalı hatalarının; günahlarının yegane şahidi... Seni senden iyi bilen, sana senden çok güvenen bir sırdaş... Gözbebekleri bulutlandığında yaklaşan fırtınayı sezebilmelisin. Ve sen ağladığında, onun gözünden gelmeli yaş..
Kulak verin sözlerime iyice,
Herkes öldürebilir sevdiğin
Kimi bir bakışıyla yapar bunu,
Kimi dalkavukça sözlerle,
Korkaklar öpücük ile öldürür,
Yürekliler kılıç darbeleriyle!
Kimi gençken öldürür sevdiğini
Kimileri yaşlı iken öldürür;
Şehvetli ellerle öldürür kimi
Kimi altından ellerle öldürür;
Merhametli kişi bıçak kullanır
Çünkü bıçakla ölen çabuk soğur.
Kimi aşk kısadır, kimi uzundur,
Kimi satar kimi de satın alır;
Kimi gözyaşı döker öldürürken,
Kimi kılı kıpırdamadan öldürür;
Herkes öldürebilir sevdiğini
Ama herkes öldürdü diye ölmez.

Oscar Wilde

6 Aralık 2009 Pazar

Kalbim Acıdı

camdan kapılarım var benim kıracağınızdan değil zarar görmeyin ;
ellerim var benim ;boyumdan uzun
söze inanırım göze de gelirim
umudum var benim; kıracağınızdan
değil zarar görmeyin diye...
yok bir şey yalnızca bakanlardanım
ruh muydu dinlediğimiz işte ondan arıyorum
biraz huzur buldum ama geçiçi biliyorum
korkularım var benim ben onlara aşığım
bakma yüzüme göremezsin korkuyorum gözlerime bakmaktan nasıldı umayyy
kırılmış bilek gibi bakar gözlerin
yutmuş gibi uykusuzlukları
bir insan gözü kaybettim haberiniz ola inanırım ben umudum var ama kıracağınızdan değil
bulacağınızdan değil
yukarıda bir yerlerde büyüdüm ben
sema dedikleri
geçtim üzerinden
dünya yuvarlak değil
sadece sisli
sise mi aşıksın yoksa diyeceksin
sislerim var bozacağınızdan değil
kaybolursunuz diye


yaralarım bu yüzden
kaybolmaktan
bütün dünyalar sislidir
dünyalarım var benim içinde fasulyeden ağaçlar
pamukların arasında pamuklarım var benim
korkularıma aşığım
aşığım alacağınızdan değil
ölürsünüz diye
bir gün yolda yürüyordum

bir şarkı duydum kalbim acıdı ...

9 Kasım 2009 Pazartesi


   
  Dost

Genç adamın biri,
Dermiş babasına her
 gün;
'Benim de dostlarım var, sendeki dost gibi'
Baba, itiraz eder,
Olmaz öyle çok dost, hakikisi
Belki bir, belki iki,
Fazlasını bulamazsın gerçek, hakiki...
Devam eder durur konuşma...
Aralarında başlar bir tartışma,
Karar verirler bir sınava,
Dostun hakikisini anlamaya...
Bir akşam bir koyun keserler,
Ve koyarlar çuvala.
Baba der ki oğluna,
'Hadi al bu çuvalı, şimdi götür dostuna'.
Çuvaldan kanlar damlamakta,
Sanki öldürmüşler de bir adamı,
Koymuşlar çuvala,
Dıştan böyle sanılmakta.
Delikanlı sırtlar çuvalı,
Gider en iyi bildiği dostuna,
çalar kapıyı.
O dost, bakar ki bir çuval,
hem de kanlı,
Kapar hızla kapıyı delikanlının suratına,
Almaz içeri arkadaşını,
Böylece tek tek dolaşır delikanlı,
Kendince tanıdığı, sevdiği dostlarını.
Ne çare, hepsinde de sonuç aynıdır.
evlat geriye döner.
Ama içten yıkılır...
Babasına dönerek; haklıymışsın baba ' der.
Dost yokmuş bu dünyada ne sana, ne de bana.
Baba 'hayır Evlat 'der, benim bir dostum var bildiğim.
Hadi, çuvalı alda bir kerede git ona.
Genç adam, çuvalı sırtlar tekrar.
Alnından ter, çuvaldan kanlar damlar...
Gider, baba dostuna. Kabul görür, sevinir.
O dost, delikanlıyı alır hemen içeri.
Geçerler arka bahçeye.
Bir çukur kazarlar birlikte,
Çuvaldaki koyunu gömerler adam diye,
Üzerine de serpiştirirler toprak.
Belli olmasın diye dikerler sarımsak...
Genç adam gelir babasına;
'Baba, işte dost buymuş' diye konuşunca,
Babası; 'daha erken, o belli olmaz daha.
Sen yarın git O'na, çıkart bir kavga,
Atacaksın iki tokat, hiç çekinmeden ona,
işte o zaman anlaşılacak, dostun hakikisi.
Sonra gel olanları anlat bana...'
Genç adam, aynen yapar babasının dediğini,
Maksadı anlamaktır dostun hakikisini,
babasının dostuna istemeden basar iki tokadı!
Der ki tokadı yiyen DOST;
'Git de söyle babana, biz satmayız Sarımsak tarlasını böyle iki tokada'!


5 Kasım 2009 Perşembe

Tüm Ayrılıklara Dair



Çok geç mi oldu? Denesek bir kez daha diyorum içimden;
Yada dışımdan.
Her ne haltsa,
İstiyorum işte;
Yeniden denesek diyorum.
Sen ve ben,
Eskisi gibi,
Birbirimize
Bakıp da gülsek,
Mutlu olsak,
Sarılsak
Hiç kopmamacasına…
Denesek diyorum bir daha…
Şımara şımara gelsem yanına,
Yaralarına tuz bassam;
Senin olsam sadece, kolun kanadın…
Yine seni ölesiye sevdiğimi söylesem
Ve sensizliğin adına 'ölüm' desem;
Döner misin, gelir misin?
Çok geç mi oldu?
Denesek diyorum bir daha!
Bir daha martısı olduğum deniz gözlerinin
Kıyısına konup da düşüversem suyuna...
Kalsam ve taş olsam.
Bir daha çıkmayacak,
Çıkarılamayacak 'batık' gibi
Derinliklerinde duruversem!
Suyundan kana kana içsem.
Yanına gelip de
Kulaklarına fısıldasam en güzel şarkıları,
Sana şiirler okusam
Ve dokunsam dudaklarına…
Denesek diyorum bir daha…
Yanaklarımın üzerinden
Boncuk boncuk süzülen
Ve tenimi ıslatan 'yağmurdan' içip bana
'aşkım' der misin?
'Seni özledim' deyip de
Dolanır mı kolların boynuma?
'Canım' diyerek sarılır mısın?

Orhan TURAN

















3 Kasım 2009 Salı

Sizin diye bildiğiniz evlatlar gerçekte sizlerin değildirler
Onlar kendini özleyen Hayat'ın oğulları ve kızlarıdır
Sizin aracılığınızla dünyaya gelmişlerdir

Onlara sevginizi verebilirsiniz ama düşüncelerinizi asla
Çünkü onların kendi düşünceleri vardır
Onların vücutlarını çalabilirsiniz ama canlarını asla
Çünkü onların canları geleceğin sarayında oturur ve sizler düşüncelerinizde bile orayı ziyaret edemezsiniz
Kendinizi onlara benzetmeye çalışabilirsiniz ama onları kendinize benzetmeye çalışmayın hiç
Çünkü hayat ne geriye gider ne de geçmişle ilgilenir


Halil CİBRAN


29 Ekim 2009 Perşembe

MARTILAR








Ne dediysem bir bir hepsi çıktılar
Üzerimden güldü geçti martılar
Bu aşk böyle yürümez sandım, içime kapandım
Soğudum, soğudum, soğudum, ısıttı şarkılar
Oldum olası sevmez kalbim matemi
Hiç gerek yok suç sende mi, bende mi
Bu aşk böyle yürümez sandım, içime kapandım
Sevmenin adaleti yokmuş anladım
Gelme istemezsen
Yorgun düştüm yüreğim sana kırgın
İnandır bu son olmayacaksa
Gelme istemem
Ne dediysem bir bir hepsi çıktılar
Üzerimden güldü geçti martılar
Bu aşk böyle yürümez sandım, içime kapandım
Soğudum, soğudum, soğudum, ısıttı şarkılar
Oldum olası sevmez kalbim matemi
Hiç gerek yok suç sende mi, bende mi
Gözlerinden güneş çaldım, hep sana uyandım
Sevmenin asaleti buymuş anladım
Gelme istemezsen
Yorgun düştüm yüreğim sana kırgın
İnandır bu son olmayacaksa
Gelme istemem
Gelme istemezsen
Yorgun düştüm yüreğim sana kırgın
İnandır bu son olmayacaksa
Sevme istemem








YÜZÜN



Kaç kurtar kendini,
Ben oyalarım; git
İçimde ne varsa sana alışan
Hiç olmamıştı belki

Hayat yalanlar bizi
Dilerim güçlüdür zaman bu acıdan
Yağmurdan sonra toprak kokusu yüzün
Dokunsam da özlesem de aynı hüzün... Aynı hüzün

Bir adam bul kendine sana aynalar tutmasın
O kadar güzel yüzün; içime bakmasın
Seni korkutmasın
Özlesen de arasan da kendine sakla
Herkes herşey senin olsun

Bir beni yasakla tek beni yasakla







25 Ekim 2009 Pazar

Öyle bir geçer zaman ki,

   Geçmez , bitmez sanılan kötü günler de geçer..Gün bu , öyle ya da böyle geçmeye makumdur.Bu kasvetli havalar yani yağsam mı yoksa yağmasam mı diye tereddütte kaldığı günlerden birini daha yaşatıyor.Ne acayip değil mi? Kimi böyle kasvetli havalar için tam da benim havam derken, kimileri için bu havalar yataktan kalkmamalarına sebebdir. Hava olayları da yaşadığımız durumların etkileri de her insana göre farklıdır. Siz bir konu üzerinde düşündükçe ağlama pozisyonuna girersiniz kimisi sizin bu durumunuzla dalga geçer. Ne var ki şimdi bunda, ben anlayamadım , der. Kimsenin derdi ciddi anlamda kimseye uymuyor. Herkes farklı bir birey, farklı yapılara sahip. Olması gereken de , kimseyi değiştirmeye çalışmayarak, olduğu gibi kabullenmek fakat bunu başarabiliyor muyuz, o da ayrı bir mesele? Gerçekten sizin sevincinizle sevinen, üzüntünüzle üzülen , sırrınızı kendi sırrıymış gibi saklayabilecek insanlar, dostlar bulmak şu zamanda o kadar zor ki... Aslına bakarsanız, herkes kendi derdine düşmüş. Hep bir telaş, hep bir yerlere yetişme çabası , empati sağduyular hak götüre.. Eskiden gerçekten böyle değildi, saygı vardı.
Siz bir derdinizi açacak kadar yakın bulduğunuz insana, derdinizi anlattığınız da gözlerinizi sizden almazlardı, yani evet seni dinliyorum imajını bozmazdı.. Şimdi ise, o kadar enteresan ki, yüzüne bakmak kusur kalsın, siz derdinizi anlatırken başka şeylerle uğraşılıyor. E be insan , kişi kalkmış seni kendine yakın bulmuş, belki onu anlarsın ya da ne bileyim acizane sorununa çözüm bulursun diyerek sana derdini anlatmakta , senin yaptığın işe bak.
Ben bunu tamamiyle saygıyla bağdaştırıyorum. Karşınızdaki kişiye verdiğiniz saygıyla alaklı onu da geçtim , en önemlisi kişinin kendisine olan saygının göstergesidir. Çünkü , bilinçli bir insan , kendisine yapılamasını istemediği hiçbir şeyi başkasın yapmaz. 


  Öyle bir geçer zaman ki,
Yaklaşık 2 ay sonra , 1 yılı daha arkamızda bırakıyoruz. 2010 kapıya dayandı..Acba bilzeri neler bekliyor? Acaba bu yıl hayatımızda bizleri neler bekliyor? Hep şunu derler ya, bu yıl önceki yıllardan hiçbirine benzemesin, o kadar mutlu olun ki , sürekli otuz iki dişiniz meydanda dursun..Ben buna çok fazla katılmıyorum, yani katılamıyorum.. Çünkü, hayat gerçekten öyle sanıldığı gibi güllük gülistan değil. Ayağınıza çelme takmayanlar mı olmayacak, laf olsun torba dolsun diye hakkınızda konuşmayanlar mı olacak, kendinizi yalnız , değersiz hissedeceğiniz zamanlar mı olmayacak? Kısaca bahsetmek istediğim, sürekli mutlu ol tememnisinde bulunmaktansa, biraz da kendinizi her türlü acıya , her türlü olumsuzluğa hazırlayın demek lazım.. Düşünün bi, sabah akşam , mutlu ol inşallah bilmem ne laflarıyla donat sen bir insana..İyi o zaman , Her hangi bir zorlukta dünyası başına yıklısın. Bunu yapana kadar, hayatının gerçekten güzel geçmesi için kendini donatmasını, dayanıklı olmasını , iradesinin sağlam olmasını, ve iyi insanlarla karşılaşmasını dilesene. Kuru laflarla olmaz bunlar , mutlu ol , mutlu ol..Ol da , nasıl?

  Hayatımda en tahammül edemediğim şey , belirsizlikler ve kuru laflar..Lafı herkes der, icrahat lazım..Yürek lazım, bir amaç için ateşlerin ortasına atlamak lazım. Öyle süs köpeği finolar gibi ya da bir şeyler bilmeden kendini alim zannetmelerle bu işler yürümez.

  Diliyorum, RABBİM , herkesin kendisine yetebileceği, kendini donatabileceği, ve adaletli olabileceğimiz bir karakterle bu seneyi ve en doğrusu ömrümüzün geri kalanını geçirmemizi nasip eder.

Sevgiyle...

24 Ekim 2009 Cumartesi

Hayata Dair















SEVGİLERDE
Sevgileri yarınlara bıraktınız
Çekingen, tutuk, saygılı.
Bütün yakınlarınız
Sizi yanlış tanıdı.
Bitmeyen işler yüzünden
(Siz böyle olsun istemezdiniz)
Bir bakış bile yeterken anlatmaya herşeyi
Kalbinizi dolduran duygular
Kalbinizde kaldı
Siz geniş zamanlar umuyordunuz
Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek.
Yılların telaşlarda bu kadar çabuk
Geçeceği aklınıza gelmezdi.
Gizli bahçenizde
Açan çiçekler vardı,
Gecelerde ve yalnız.
Vermeye az buldunuz
Yahut vakit olmadı
Behçet NECATİGİL







Başlarken,,

Öncelikle
Eş dost, kardeş arkadaş
Hepinizi, sevgiyle selamlıyorum.
Ne zamandır , blog açıcam. Bir türlü vakit bulup ta
yapamadım. Bu akşam eski dostlardan Tuba'nın blogu,
beni hevesle bloger sayfasına girmeye teşvik etti.Teşekkür ediyorum.
Neler paylaşırız, neler yaparız tam olarak şu an kestiremiyorum ama
eğlence odaklı olacağına sizi temin edebilirim.:) Burç yorumları olur,,hayata
dair kesitler olur...Maksadımız hoş vakit geçirmek, birşeyler paylaşmak olacak..
İşte böyle , kendimce
Beni tanıyan tanır, anlatmaya gerek yok aslında..
Yazalım, paylaşalım, görelim.
Sevgiyle...