16 Haziran 2010 Çarşamba

2010/MAYIS AYI/EN ÇOK SATAN KİTAPLAR

1. Leyla - Alexandra Cavelius

2. Küçük Arı - Chris Cleave
 
3. Ahmet Turgut - Bozkırın Sırrı Türk Peygamber

4. İki Darbe Arasında - İskender Pala

5. Kayıp Gül / Serdar Özkan

7. Okay Tiryakioğlu - Yavuz

8. Kanuni & Kılıcın Yapamadığını Adalet Yapar - Okay Tiryakioğlu

9. Uçurtma Avcısı - Khaled Hosseini

10. Yanmış (Kristin Cast, P. C. Cast) - Gece Evi Serisi 7. Kitap
Türkiye


Pluscep - 2010 En cok Satılan Kitaplar


1 Sonuncu / Tahsin Yücel

Tüm ömrünü hatta servetini daha önce yazılmamışı yazmaya adayan adayan Selami Harici'nin sıradışı hikâyesi.

2 Muz Sesleri / Ece Temelkuran

Ece Temelkuran'ın deyişiyle bu kitap onun ilk aşk romanı. Yazar kalplerin yağmalandığı yerden Ortadoğu'dan sesleniyor okurlarına.

3 Brida / Paulo Coelho

Usta romancı Paulo Coelho çarpıcı bir aşk sunuyor bizlere. Kitap güzel bir İrlandalı kızın ve onun bilgiye erişme çabasının tutku gizem ve esriklik dolu hikâyesini anlatıyor.

4 Gönderilmeyen Aşk / Nermin Bezmen

Kalp Ağrısı Halide Edib Adıvar'ın en duygusal romanlarından biri. Güçlü çekici genç kız Zeyno ve 1900'lerin ilk yıllarında İstanbul romanın baş kahramanları.

5 Kalp Ağrısı / Halide Edip Adıvar

Kalp Ağrısı Halide Edib Adıvar'ın en duygusal romanlarından biri. Güçlü çekici genç kız Zeyno ve 1900'lerin ilk yıllarında İstanbul romanın baş kahramanları.

6 Küçük Arı / Chris Cleave

Çok satanlar listelerinde dünya çapında başarı yakalayan kitap yaşamları kaçınılmaz bir şekilde çarpışan iki kadının ilginç hikâyesi üzerine kurulu.

7 Lâl / Ayşe Kara

"Müslümanlar kültür-sanat ve 'aşk'tan uzak" eleştirilerine karşı aşk temelli bir estetik İslam algısı öneren bir kitap Lal.

8 Her Şeyin Sonundayım: Tezer Özlü - Ferit Edgü Mektuplaşmaları / Burak Fidan

Tezer Özlü'nün edebiyatla bütünleşmiş kişiliğinin izlerini bu kez çok yakın bir dostuna yine edebiyatçı olan Ferit Edgü'ye yazdığı mektuplarda buluyoruz.

9 227 Sayfa / Murathan Mungan

227 Sayfa Murathan Mungan'ın okuduklarından seyrettiklerinden dinlediklerinden ve düşündüklerinden süzdüğü irili ufaklı notlardan oluşan keyifli bir kitap.

10 Bu Yalan Tango / Selim İleri

Kitap usta edebiyatçının kaleminden son yüzyılın hemen her devrine tanıklık eden bir roman.


ABD

1 The Shadow of Your Smile / Mary Higgins Clark

2 Oprah / Kitty Kelley

3 The Girl with the Dragon Tattoo / Stieg Larsson

4 The Help / Kathryn Stockett

5 The Big Short / Michael Lewisv

6 The Girl Who Played with Fire / Stieg Larsson

7 Changes / Jim Butcher

8 Chelsea Chelsea Bang Bang / Chelsea Handlerc

9 The Last Song / Nicholas Sparks

10 Caught / Harlan Coben

(The New York Times)


İngiltere

1 The Pacific / Hugh Ambrose

2 The Good Man Jesus and the Scoundrel Christ / Philip Pullman

3 Against All Odds / N-DUBZ

4 Caught / Harlan Coben

5 The Big Short / Michael Lewis

6 61 Hours / Lee Child

7 1000 Years of Annoying the French / Stephen Clarke

8 9th Judgement / James Patterson Maxine Paetro

9 Road to the Dales / Gervase Phinn

10 Solar / Ian McEwan (The Sunday Times)


Fransa

1 Les écureuils de Central Park sont tristes le lundi / Katherine Pancol

2 La méthode Dukan illustrée / Pierre Dukan

3 Le crépuscule d'une idole / Michel Onfray

4 La fille de papier / Guillaume Musso

5 Méditer / Jon Kabat-Zinn

6 Nietzsche / Maximilien Le Roy Michel Onfray

7 Lise et Lulu /Lise Levitzky

8 Comment j'ai liquidé le siècle / Flore Vasseur

9 On n'arrête pas la connerie avec l'intégrale des Pensées / Jean Yanne

10 Twilight La seconde vie de Bree Tanner /Stephenie Meyer

Bir Öykü....



Al bu sana ilk olmuşken,

Ne acıki son şarkım bu,

Çokmu kolaydı yoksa zormu,

Sisli aşkmı tutkumu,

Oldu hani olmazdı sondu,

Sende gitmek yoktu,

Doldu süre bize bu bile çoktu,

Bir hayaldi yok oldu,

Sus doğru yalan ne farkeder,

Bak bir aşk başlamadan böyle biter,

Kime kime kalır aşk,

Ben bile seni sevdiğimi,

Bakma git daha ne söylemeli,

Yoksun artık bende,

Ne acı bitti gittin,

Yetti o günler bana yetti,

Çok çoktan mutlu etti,

Birdik bende yerin ah tekti,

Bir çocuk bende tükendi,

Yeter demek yetmezki bazen,

Ah içimde bir öykü ağıtlarla biter,

Güler yüzüme taptığım bir sen,

Ah içimdeki türkü dudaktan kalbe düşer,

Düşerde hani bir gün olurda,

Azrail bana güler,

Biyerde hani bir gün olurda,

Azrail bana güler..



Gökhan Türkmen

Pas....



Kendisi yazdı kendisi bozdu......

Kirli değilya pastı ya tozdu

Seni sevdiğim o zamanlardaki gönlüm yok artık yok



Bir kere bile arama tuz olur yarama

Canına ciğerine hükmedebiliyor

Bir yolu var ama sormadan etmeden

O senin sızına zarar verebiliyor



Aramadığım yer kalmıyor seni sabahtan yatana kadar

Sanırım hep seni sevecek kalbim son kez atana kadar

Aramadığım yer kalmıyor seni sabahtan yatana kadar

Bana göre sürer gider sönmez bu yangın ikimizi de yakana kadar

11 Mart 2010 Perşembe

................




  
Gidenler için hiç üzülmedim ki, onlar benım nazarımda zaten gideceklerdi, vadelerinin dolması beklenildi.Doldu ve gittiler. Daimiler ve Hariciler..Değişmez kural...
M.MENEKŞE

KIRKINCI ODA

Ne kadariniz gercek sizin,
kirk odali satonuzun kirkinci odasindaki

kilitler altinda sakladiginiz gercek

duygularinizla,

gercek dusuncelerinizin ne kadari yansiyor

hayatiniza,

soylenmeyen neler var kuytularda,

hani kendinizden bile sakladiginiz,

bir sinir kriziyle ya da buyuk bir aciyla

yahut da muhtesem bir sevincle kabugunu catlatipda

ortalara dokulecek neler biriktiriyorsunuz

icinizde...???

Ne kadariniz kendi sahtekarliginizin esiri?

Sevip de soyleyemediginiz,

ozleyip de aciklayamadiginiz

ya da sevmeyip de sevginizin eksikligini icinize

gomdugunuz oluyor mu,

korkakliklar var mi,

kalleslikler var mi,

yoksa diplerde saklanan cesaretiniz bir isaret mi

bekliyor...???



Gorundugunuz insan misiniz siz,

yoksa bir define arayicisi hazineler mi bulur

icinizde

ya da yikilmis bir kentin harabelerini mi

tasiyorsunuz?

Derununuzda neler sakliyorsunuz?

Ne kadariniz gercek sizin?



Ulkenizle ilgili dusuncelerinizi soyluyor musunuz,

yoksa basinizi belaya sokmayacak kadar akillimisiniz,

gercek dusuncelerinizi basbasa konusmalara mi

sakliyorsunuz,

acikca konusanlari biraz aptal buluyor musunuz?



Gunahlardan yapilmis hayaller var mi icinizde,

gunahtan korktugunuzdan bunlari saklayip

Tanri'yi mi kandirmaya ugrasiyorsunuz?

Gunahlari sevmiyor musunuz, seviyor musunuz

yoksa...???



Uzun bir yolculuga cikar gibi

duygularinizla dusuncelerinizi denklere

sarip da iclerinizde bir yerlere mi

yerlestirdiniz,

bir gun yolculuk bitince acmayi mi dusunuyorsunuz

aslinda yolculugun hic bitmeyecegini ve

denklerinizi

hic acmayacaginizi bilerek...

Birgun cildirsaniz da

butun duygularinizla dusuncelerinizi acikca

soyleseniz,

neler duyacagiz sizlerden,

gizli palyacolar mi cikacak ortaya,

yoksa korkakligin altinda,

bir istiridyenin icinde buyuyen inciler gibi

buyumus yigitlikler mi?



Kizginliklariniz yok mu sizin,

ofkeleriniz, isyanlariniz?

Asklariniz yok mu?

Kendi sahtekarliginiza ne kadar esirsiniz?

Esaretten kurtulsaniz da gercekler dokulse ortaya,

kendinize sasar misiniz,

hic dusundugunuz oluyor mu kirkinci odada neler

var diye, hangi unutulmaya calisilmis sevgililer,

dile getirilmeyen ozlemler,

soylenmeye soylenmeye birikmis ofkeler,

hangi bosvermislikler,

hangi inkar edilmis arzular yatiyor diplerde?



Ne kadariniz gercek sizin?



Kimselerden korkmadiginiz kadar korkuyor musunuz

kendinizden?

Sehrin isiklarinin bulutlara yansidigi

turuncu piriltili kulrengi bir gecede,

simseklerle bosanan yagmur basladiginda

satonuzun odalarinda bir gezintiye cikiyormusunuz,

agir agir yaklasip o kirkinci odaya aciyor musunuz

kapiyi usulca, gordukleriniz aglatiyor mu sizi,

bu kadar gercegi o odada saklayip,

hayati yalandan yasadiginizi farketmek nasil bir

sarsinti yaratiyor?

yoksa, ne gokyuzune vuran isiklar, ne yagmur, ne de

issiz gece,

sizin kirkinci odaya yaklasmanizi saglayamiyor mu,

korkuyor musunuz kendi gerceklerinizden,

kirkinci odaniz size de mi kapali,

kendi kendinize bile mahrem misiniz?



Ne kadariniz gercek sizin?

Ne kadariniz kendi sahtekarligina esir?

Biktiginiz olmuyor mu kendi yalanlarinizdan,

hic kendinizden sikildiginiz olmuyor mu,

kendinizi bir yerlerde terkedip de gitmek

istemiyor musunuz,

butun yalanlarinizdan uzak bir yere?



Soyle rahatca butun duygularinizi,

butun dusuncelerinizi soyleyebileceginiz bir diyara,

kendinizi bile yaniniza almadan.



Ah aslinda ben onu seviyordum diye aglayacaginiz

kimleri sakliyorsunuz koynunuzda,

yuksek sesle elestirip de

icinizden hak verdiginiz hangi dusunceler var,

kendinizi akilli bulurken aslinda gizlice kendi

korkakliginizdan utandiginizin itirafini nerelerde

gizliyorsunuz?



Ne kadariniz gercek sizin?

Ne kadariniz kendi sahtekarligina esir?



Bunu hic dusundugunuz oluyor mu

yoksa bunu dusunmek bile yasak mi size?

Neler var kirkinci odada?

Otuzdokuz odadan yapilmis hayatinizi,

kirkinci odanin kapisini acmamak icin yalandan mi

yasiyorsunuz?

Niye yapiyorsunuz bunu?

Açsaniza kirkinci odayi yagmurlu bir gecede

belki...

Belki de hiç açmazsiniz,

kapali bir odayla yasarsiniz butun ömrünüzü,

kendinizden sikilarak...

.



Ahmet Altan

20 Ocak 2010 Çarşamba

TÜRKLER TARAFINDAN YAZILAN KOMİK ŞARKILAR

- I Love You I Love You Do You Love Me Yes I Do

Ümit Besen hizla Ingilizce ögrenmeye baslayan bir irka yapabilecegi en büyük zalimligi yapmis bu sarkiyi peydah etmisti. Caddelerde sokaklarda kekolar arabalarindan bu yaraticilik örnegi sarkiyi bangirdatir ufacik olmamiza ragmen agiz dolusu kusmamizi saglarlardi.



O dönemde es kaza bir turist ile tanisirsam bu sarkiyi nasil açiklayacagimi kara kara düsünürdüm. Yillar sonra yabanci bir hanim ile sohbet ederken bu sarki aklima gelmisti. Kendisine böyle bir sarkinin var oldugunu anlatip sözlerini söyledigimde bana sadece "I Dont believe You" (Hadi Len) demisti.



- Çiki Çiki Baba



Sarki sözlerinin illede bir manasi olmasi gerekmez düsüncesinin bayrak tasiyan örnegi oldu. Aynen söyleydi:



Çiki çiki baba. Ayni ayni yaba. Feli feli kuuli. El fakiri yaba. Oyyy oyyyyy oyyyy. Ulan ne isti be..



- Memisler



Topaloglu. Simdi bu öyle bir adamdi ki ceketinin rengine uysun diye saçini boyamaktan çekinmezdi. Uzayliydi "Uzaydan gelmedik ki dünyaliyiz biz" diye sarkisi vardi. Bir de "Memisler" adli sarkisi vardi. Duydugumuzda gülmekten yarilarak ikiye ayrilmistik. Sözleri söyle bir seydi sanirim:



Elmalari yemisler

Seftaliyi yemisler Gülmüsler eglenmisler

Güllü kizi yemisler

Lambaya püf demisler

Nasil etti bu isi

Tebrik ettim memisi ...



diye sürüp gidiyordu. Inanilmazdi onu ailecek sevmis bagrimiza basmistik.



- Hayat bayram Olsa



"Bütün dünya buna inansa bir inansa" gibi hayaller içeren bir sarkidir. Aslinda sözleri gayet iyi niyetli barisçidir fakat haddinden fazla ve sahtekar bir iyimserlik tasir. Üstelik melodisi çok basittir ve kolaylikla sinir bozabilir. Hala heryerde çalinir ve insanlar elele tutusarak bu güzel dilekleri tekrarlarlar. Bu gibi durumlarda yavasça masadan kalkarak tuvalete dogru yol almayi yeglerim.





- Serseri



Hayatta ne oglunun ne de kendinin ne is yaptigini anlamadigim Selçuk Ural söylerdi bu sarkiyi. Aksi gibi sarki adamin delikanlilik dönemlerine de denk gelmemisti. Kocaman adama kar yikama bir kot takim giydirmisler bu sarkiyi söyletirlerdi. Sözleri aynen söyleydi:



Serseriyim ... Ah serseri ... Okur yazar ve sevimli ... Biraz çapkinbiraz deli ... Ama sevecen bir serseri.



Ulasilmak ve onikiden vurulmak istenen mantik sanirim suydu: "Serseri erkekler kizlari cezbederler. Ama eli mustali sokak serserileri degil. Sevimli hayati 9 - 5 tadinda yasamayan genç mizaçli." Yani kisaca bir Mickey Rourke tipi erkek anlatisiydi. Gelin görünki koca serserilik felsefesi bizimkilerin dilinde "okur yazar bir sevimli" haline gelmisti. Çok yasayin.



- Bir Aslan Miyav Dedi



"Bir aslan miyav dedi. Minik fare kükredi. Fareden korktu kedi. Kedi pir uçuverdi." Türk çocuklarinin Kayahan'a emanet edildigi bir dönem. Hazret lütfedip Cumartesi sabahlari bi çocuk programi yapiyo. Hesapta olaylar gelecekte bi uzay gemisinde mi ne geçiyo ufak tefek çocuklar tulumlarla ortalikta dolaniyo koskoca pop yildizi kartondan yapilma "TRT robotlariyla" muhatap olmak durumunda kaliyo.



Romantizmin çökmek bilmez kalesi gazi almis ya sabah aksam bi tarafindan çocuk sarkilari çikariyo. Bereket hepsi gömüldü gitti tarihin tozlu sayfalarina. Hiç girmeyelim bu konu burda kapansin.



- Horozumu Kaçirdilar



Bakin bu sarki beni her duydugumda korkutmustur. Ulan böyle hiyar çocuk

sarkisi olur mu? Horozu kaçiriyorlar damdan dama uçuruyorlar bi desuyuna pilav pisiriyorlar. Magdur sahis da olaylari bir bir müsahede ediyorsonra kafayi yiyip kaçirilmis suyuna pilav pisirilmis horoza "geh bili bili" diyor. Polise kolluk kuvvetlerine olan güvenim ilk bu sarkida sarsilmisti. Demek ki bi gün herifin biri beni de kaçirabilir suyuma pilav pisirebilir ve pilavdan yiyebilirdi. Terör sarkisiydi. Umarim yoktur artik.



- Abone



Su anda Kral TV'nin elinden ne çekiyorsaniz iste bu yüzdendir dostlar.Ilk Türk pop sarkisi degildi elbet ama bu günkü tarzi yakalayan ve gelismesini saglayan ilk sarkiydi. Sarisin hafif toplu genç bir kiz tellerin arkasindan



"Aboneyim abone.

Biletlerim cebimde.

Balli lokma tatlisi.

Aman hadi hayirlisi."



diye bagirarak fitili atesledi. Kötü sesli bu genç kizin isminin Yonca oldugunu ögrendigimizde hafizamizi zorlamis ve Devekusu Kabare'de geçirdigi günleri animsamistik. Demek ki bu kiz bir sekilde söhret olmayi kafasina koymustu oldu nitekim. Sarkici oldu. Evet oldu.



Yonca Evcimik'in "Saat 8.15 vapurunda. Onu gördüm karsimda. Dizlerimi titretti. Aşık oldum galiba. " diye baslayan ve ayni sekilde devam eden bol renkli bir sarkiydi. Klibinde tahta çubuklarla yürüyen saklabanlar palyaçolar filan vardi. Daha da berbat bir sey söyleyeyim mi ben size bu sarki hakkinda:



Severdim. Yonca Evcimik'in o sarkisinda;



Okayi yamasika kombambaa kombambaa...

Okayi yamasika kombambaa kombambaa...



.



- Honki Ponki



Bir tane hit vardi Çiki çiki baba'dan evvel nasil unutulur? Senay'in

söyledigi:



Honki ponki torino.

Calona bimbo boriro.

Mitsubisi hibobo kozizo.

Çikiçiki sayne tiki tak toooooook...



Ah be abicim...



- Cüceler



"Cük cük cücelerim menim güççük cücelerim tarlalarda boy atasiz

ananiza tez çatasiz" diye sözleri vardi. Fantastik ögeler içeren bir halk

türküsüydü. Çok meshur olmustu.







- Arkadasim Essek



Baris Manço'nun "Arkadasim Essek" diye bi sarkisi vardi. Arkadasim es arkadasim sek arkadasim esseeekkk... Bu nakarati idrak etmem uzun zaman almisti. "Arkada Simsek" ne alaka ne simsegi ne manasiz sarki diye gicik olmustum. Halbuki ne salakmisim. Biraz hatirlatip keyfinizi yerine getireyim mi?



Sari kiz minik buzagiyi sütten kesti mi...

Kuzularla oglaklar tepisiyor mu...



Gizli Not: Yaziyi okuyan her iki kisiden biri sarkiyi söylemeye baslamistir. eminim...



- Barmen Minik



Barda durur barmen minik sise elindeeeee...

Biz çalariz o durmaz hep oynar yerinde...



Ya bu nasi sarkidir? Barmen niye minik? Yoksa barmenin lakabi mi minik? Hakan abim Peker abim. Nasil bir ruh hali içindeyken yaptin sen bunu?



- Çile Bülbülüm



Iste klasik bir sazli sözlü eglence yeri sarkisi. Ayilarin kendini göstermesi için de bire bir. Sarki baslar baslamaz grup kendi içinde göz temaslariyla bulusur "Allah" kismi gelince insanliktan çikmak üzere anlasir. Bakiniz simdi sarkicimiz söylüyor:



Çileeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeee eeeeeeeeeeeeeeeeeee e eeeee

AaAaAaAaAhhh

Aaaaahh Çile Bülbülüm...

ALLAHHHHHH



Be hey ne oluyor!!?? Yahu bir adabi olmasin mi? Melodiye besteye katkisi olmasin mi? Özellikle erkek vatandaslarimiz çok yapar bunu aman korumanin ne alemi var; sirf erkekler yapar. (erkek arkadaşlar kızmasın ) Adam gibi adamlarin bulundugu bir grupta bu sarkiyi söyleyiniz aksi takdirde uzak durunuz. Bir de "Allah" kismini kaçirip bir saniye sonra bagiranlar vardir ki "Yallah" diyip kafa koyulmalidir.



- Bakkal Amca



Simdi dikkatle inceleyelim:

Bakkal amcaa ... Bakkal amca

Ne var? (Bakkalin zaten sesi boru gibi bi de "Ne var" diyo. Tam ayi.)



Unin var mi?

Var var... (Herif direk uyum sagladi.)

Sekerin var mi?

Var var... (Kesin embesil)

Yagin var mi?

Var var...

Ne duruyorsun?

Ne yapayim? (Dayanamayacagim ya. "Ne yapayim" diye soruyor çocuga patlatcağı yerde.)

Helva yapsana... Helva yapsana...