25 Ekim 2009 Pazar

Öyle bir geçer zaman ki,

   Geçmez , bitmez sanılan kötü günler de geçer..Gün bu , öyle ya da böyle geçmeye makumdur.Bu kasvetli havalar yani yağsam mı yoksa yağmasam mı diye tereddütte kaldığı günlerden birini daha yaşatıyor.Ne acayip değil mi? Kimi böyle kasvetli havalar için tam da benim havam derken, kimileri için bu havalar yataktan kalkmamalarına sebebdir. Hava olayları da yaşadığımız durumların etkileri de her insana göre farklıdır. Siz bir konu üzerinde düşündükçe ağlama pozisyonuna girersiniz kimisi sizin bu durumunuzla dalga geçer. Ne var ki şimdi bunda, ben anlayamadım , der. Kimsenin derdi ciddi anlamda kimseye uymuyor. Herkes farklı bir birey, farklı yapılara sahip. Olması gereken de , kimseyi değiştirmeye çalışmayarak, olduğu gibi kabullenmek fakat bunu başarabiliyor muyuz, o da ayrı bir mesele? Gerçekten sizin sevincinizle sevinen, üzüntünüzle üzülen , sırrınızı kendi sırrıymış gibi saklayabilecek insanlar, dostlar bulmak şu zamanda o kadar zor ki... Aslına bakarsanız, herkes kendi derdine düşmüş. Hep bir telaş, hep bir yerlere yetişme çabası , empati sağduyular hak götüre.. Eskiden gerçekten böyle değildi, saygı vardı.
Siz bir derdinizi açacak kadar yakın bulduğunuz insana, derdinizi anlattığınız da gözlerinizi sizden almazlardı, yani evet seni dinliyorum imajını bozmazdı.. Şimdi ise, o kadar enteresan ki, yüzüne bakmak kusur kalsın, siz derdinizi anlatırken başka şeylerle uğraşılıyor. E be insan , kişi kalkmış seni kendine yakın bulmuş, belki onu anlarsın ya da ne bileyim acizane sorununa çözüm bulursun diyerek sana derdini anlatmakta , senin yaptığın işe bak.
Ben bunu tamamiyle saygıyla bağdaştırıyorum. Karşınızdaki kişiye verdiğiniz saygıyla alaklı onu da geçtim , en önemlisi kişinin kendisine olan saygının göstergesidir. Çünkü , bilinçli bir insan , kendisine yapılamasını istemediği hiçbir şeyi başkasın yapmaz. 


  Öyle bir geçer zaman ki,
Yaklaşık 2 ay sonra , 1 yılı daha arkamızda bırakıyoruz. 2010 kapıya dayandı..Acba bilzeri neler bekliyor? Acaba bu yıl hayatımızda bizleri neler bekliyor? Hep şunu derler ya, bu yıl önceki yıllardan hiçbirine benzemesin, o kadar mutlu olun ki , sürekli otuz iki dişiniz meydanda dursun..Ben buna çok fazla katılmıyorum, yani katılamıyorum.. Çünkü, hayat gerçekten öyle sanıldığı gibi güllük gülistan değil. Ayağınıza çelme takmayanlar mı olmayacak, laf olsun torba dolsun diye hakkınızda konuşmayanlar mı olacak, kendinizi yalnız , değersiz hissedeceğiniz zamanlar mı olmayacak? Kısaca bahsetmek istediğim, sürekli mutlu ol tememnisinde bulunmaktansa, biraz da kendinizi her türlü acıya , her türlü olumsuzluğa hazırlayın demek lazım.. Düşünün bi, sabah akşam , mutlu ol inşallah bilmem ne laflarıyla donat sen bir insana..İyi o zaman , Her hangi bir zorlukta dünyası başına yıklısın. Bunu yapana kadar, hayatının gerçekten güzel geçmesi için kendini donatmasını, dayanıklı olmasını , iradesinin sağlam olmasını, ve iyi insanlarla karşılaşmasını dilesene. Kuru laflarla olmaz bunlar , mutlu ol , mutlu ol..Ol da , nasıl?

  Hayatımda en tahammül edemediğim şey , belirsizlikler ve kuru laflar..Lafı herkes der, icrahat lazım..Yürek lazım, bir amaç için ateşlerin ortasına atlamak lazım. Öyle süs köpeği finolar gibi ya da bir şeyler bilmeden kendini alim zannetmelerle bu işler yürümez.

  Diliyorum, RABBİM , herkesin kendisine yetebileceği, kendini donatabileceği, ve adaletli olabileceğimiz bir karakterle bu seneyi ve en doğrusu ömrümüzün geri kalanını geçirmemizi nasip eder.

Sevgiyle...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder